Bu sabah oldu. Yani bayramın ilk günü. Arkadaşım hali vakti epey yerinde bir
tanıdığını ziyaret etmek için evinden çıkıyor. Koltuğunun altında da memur
maaşıyla aldığı ve çok pahalı olan bir çikolata paketi. Eh ne yaparsın! ucuz
bir hediye de gitmez ki... Tam evinden çıkıyor. Sokağı süpüren temizlik
işçisini görüyor. Adam dalgın dalgın sokağı süpürüyor. Bizim arkadaşın aklı,
kalbi ve vicdanı el ele veriyor ve eline talimat verdiriyorlar. Çikolata
paketini çöpçüye uzatıyor. Çöpçü şaşkın şaşkın bakıyor ve paketi alıyor.
Arkasını dönüp çöp konteynirine tam atacakken, bizim arkadaş "ne yapıyorsun"
diye sesleniyor. Bizimki o paketin kaça mal olduğunu iyi biliyor. Çöpçü o
şaşkın bakışlarla tekrar bakıyor. "Abi! atmam için uzatmadın mı?" "Hayır. O
paket senin." diye düzeltmesini yapıyor. Çöpçü bakıyor, evet açılmamış bir
paket. Marka da az buz bir şey değil. Çöpçü ağlamaklı oluyor, boğazındaki
düğümü zorla yuttuktan sonra. Teşekkür ediyor. Bizim arkadaşın elini can
havliyle ve biraz da inceleme maksatlı sıkıyor. Şaşırma sırası bizim dostta.
"Hayırdır? Niye öyle sıktın elimi?" "Abi derler ya, Hızır AS'ın bir parmağı
kemiksizmiş. Onun için öyle sıktım."
Not: Durumu, hediye götüreceği arkadaşına anlatıyor.Arkadaşı hediyeyi
getirseydi bu kadar mutlu olmayacağını itiraf ediyor.Yani bir hediye çok memnun edebilir.
|