Bu söz güzel bir söz. Birileri kalkmış bu sözü anlam daraltmasına uğratmış ve "güzel" kelimesini "hanım" kelimesine eş anlamlı yapmış. Aslında burada da sorun yok. Ancak gayri meşru bakışlarına bir gerekçe yapmışlar. Hâlbuki Şili'de yaşananlar, Avrupa Konseyi'nde yaşananlar da aynı bu sözle açıklanacak hususlar.

Avrupa Konseyi 2010 yılı sonbahar toplantıları 4–8 Ekim arasında yapıldı. Romanlara karşı Fransa'nın tutumu acil gündem olarak görüşüldü. Sadece o mu? Vicdani red de yine aynı şekilde ele alınan hususlardandı. Hayrünnisa Gül Hanımefendi'nin davetli olduğu husus da bir anda Konsey'in önemli gündemi haline geldi. Şahsımızın da raportörlüğünü yaptığı bu konu Özürlü ve hasta çocukların eğitimlerinin güvence altına alınması hususundaydı.

Sözünü ettiğimiz rapor, özürlü çocukların dünyada eğitimden en çok mahrum kalan kesim olduğunu gösteriyor. Bu sorunun çözülmesi için de kanaat önderlerinin, hükümetlerin, iş, sanat ve spor çevrelerinin el ele vererek toplumun bu konudaki bakış açısını değiştirmelerini öneriyor. Eğitim yöntemi de özürlü ve özürsüz çocukların bir arada eğitim almalarının en doğru yöntem olduğunu söylüyor. Bu şekilde maliyetleri de aşağı çekmek mümkün. Tabi bu arada diğer sosyal sorunların çözümüne de ciddi ciddi katkısı olacak.

Pekiyi Sayın Hayrünnisa Gül Hanımefendi neden davet edildi? "Eğitim Her Engeli Aşar" bir kampanyanın adı. Bu kampanya Hanımefendi'nin himayelerinde yürütülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Devlet Bakanlığı ve Türkiye Beyazay Derneği de kampanyanın ortakları. Fİ YAPI ana sponsoru, Turkuaz grubu, medya ana sponsoru, Star Medya grubu da bilgi ana sponsoru. Bir çok da destek veren kurum var. Detaylar için www.egitimherengeliasar.org adresini ziyaret etmekte fayda var. İşte bu kampanya model bir kampanya. Neden? Çünkü Avrupa'nın bu sorununa nasıl deva olunacağı noktasında iyi bir örnek.

Şili'deki kurtarma operasyonunu takip ediyorum. Yeraltındaki madencileri ve yer üstündeki yakınlarını düşünüyorum. Her ikisinin de sıkıntısını yüreğimde hissettim. Kurtarma operasyonuyla beraber bizler de seviniyoruz. Gözlerimiz yaşarıyor. Kurtarma operasyonunda çalışanlara içimden teşekkür ediyorum. O anda, Eğitim Her Engeli Aşar kampanyasının hamisi Hayrünnisa Gül Hanımefendi'ye Avrupa Konseyi'ndeki parti gruplarının teşekkürleri aklıma geliyor. Bütün parlamento Hanımefendi'yi tebrik etti. Türkiye'ye övgüler yağdırdılar.

Ya Fransa'nın durumu? Romanlara yaptıklarını bütün parlamento kınadı. Kendi milletvekilleri bile savunamaz hale geldi. Bundan çok ders çıkaralım. Eğer bizler, bizim ülkemiz iyi işler yaparsak herkesin iltifatına mahzar oluruz. Benim inancım odur ki insanın mayasında güzeli ve güzel şeyleri sevmek, onu takdir etmek vardır. İnsanın en önemli zaaflarından birisi de budur. O bakımdan bizler güzel olmaya ve güzel davranmaya bakalım. Bir Selimiye'ye,bir Darülaceze’ye, bir İstanbul'a bakmak, siz söyleyin sevap değil mi?