KANUN TORBASINDAN ÖZÜRLÜLERE NE ÇIKTI
Torba Kanunun 63. maddesine bir takım hükümler konmuş. Metnin bir bölümünü okuyunca kendimizi çimdikledik. İşte o bölüm:
"İşin niteliği veya teminde güçlük nedeniyle işyerlerinde özürlü çalıştırma konusunda güçlük yaşayan işverenler; başka işverene ait işletmelerde, kurulan ortak işletmelerde veya özürlü çalıştırmak amacıyla kurulan işletmelerde ilk defa işe alınan özürlülerin ücretlerini karşılayarak özürlü çalıştırma zorunluluğunu yerine getirebilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işverenin başvurusu üzerine işin niteliği veya teminde güçlük nedeniyle işyerinde özürlü çalıştırma konusunda güçlük yaşanıp yaşanmayacağını karara bağlar."
Bir kuruluş neden böyle bir uygulama yapmaya ihtiyaç duyar ki? Şöyle ki, bir kuruluş diyecek ki "Benim işimin niteliği nedeniyle özürlü çalıştıramıyorum ve buna uygun da özürlü bulamıyorum. O yüzden başkası benim yerime özürlü alsın, ben de maaşını ödeyeyim." Bunu maden, denizaltı ve güvenlik şirketleri diyemez, çünkü zorunlu değiller. Dese dese bunu kim der, bankalar der. Çünkü özürlü çalıştırmadığı için en çok ceza alan kuruluşlar bankalar yani tır şirketleri değil. Senaryo şu: Böylelikle asgari ücretten eleman çalıştıracaklar, SSK primlerini de zaten devlet veriyor. Eğer çalıştırmazlarsa ödeyecekleri ceza ise, 1552 TL'dir. Daha sonra uygun siyasi ortamı bulunca "Çalıştırmadığım adama maaş ödüyorum. Bu komik durumdan bizi kurtarın." deyiverecekler.
Bütün bunları bir tarafa bırakın, bu kuruluşlar neden bizi işe almak istemezler ki? Çünkü, bizim görüntümüzden utanırlar. Bizim iş yapamayacağımızı zannederler. İstanbul Siyasal Mezunu Harunlar, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Mezunu Fikretler ancak santral memurluğuna alınmışlardır. Eğer sınava almaya razı olsalar, Gülsüm gibi sağır dilsizler mesleği olmamasına rağmen çalışır çabalar şefliğe yükselirler. Ah! Bir fırsat vermeyi akıllarına getirebilseler, diğer çalışanları gibi insan kaynakları bölümlerinin alanına alabilseler…
Özürlüler Cumhuriyetinin ilk harcı mı atılıyor ki? Bu gün "Hey özürlüler! Hepiniz artık bizimle değil, özürlüler için kurulmuş şirketlerde çalışacaksınız." denmeye kalkılıyorsa, bir takım belediyelerin; "Biz şehri özürlülere uyduramadık bari özürlüleri ayrı bir şehre gönderelim." dememelerini nasıl garanti ederiz? Zira felsefe aynı! İnsanlık tarihi bunların uygulamalarıyla doludur.
Böyle bir şeyin yapılmasına kimler razı olur ki? Siz ırkınız, inancınız, cinsiyetiniz, doğduğunuz şehir veya bir başka özelliğiniz veya tercihiniz nedeniyle ayrı bir şirkette çalıştırılmayı kabul eder misiniz? "Ayrımcılığın özürlülere yapılanı iyidir, başkası kötüdür" der misiniz?
Ayrımcılık kurumsallaşıyor mu? EVET... 12 Eylül'de bunun için "evet" dememiştik.
HAK'ın yanında olan şahıslar ve ülkeler buna ne der ki? "Her türlü ayrımın karşısındayız."
Başka bir çaresi var mı ki? Elbette. Önce yaptıracakları işlerin kriterlerini ilan edip sonra da çalışabilecek kişi var mı diye sorarak başlanmalıdır. Eğer yoksa bile yetiştirilir olur biter.
Öneri sahiplerini yukarıda sunduğumuz görüşlerin aksini ispatlamaya davet ediyoruz.
Saygılarımla.
Lokman Ayva
İstanbul Milletvekili