.:: Lokman AYVA ::. İstanbul Milletvekili
Lokman Ayva'nın Resmi ve İstanbul Resimleri
Yakınlaştır
1x 2x 4x 6x 8x

Türkçe - English

New Page 1

İLETİŞİM

 

 

 
 
Anayasa Değişikliği Görüşmeleri - Konuşma Metni

Şimdi, şahıslar adına ikinci söz İstanbul Milletvekili Sayın Lokman Ayva'ya aittir.

Sayın Ayva, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır Sayın Ayva.

LOKMAN AYVA (İstanbul) - Sayın Başkan ve aziz milletimin kıymetli vekilleri; yüreğimden gelerek hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yakamdaki çiçeğin ve bayramlık tıraşımın anlamı şu arkadaşlar: Bugün benim gibi özürlü olan insanların arifesidir, inşallah işlemler bittikten sonra da bayramı olacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunun için hepinize şükranlarımı sunuyorum.

Ben "arife" veya "bayram" kavramına nerden geldiğimi kendi hayatımdan örnekler vererek anlatmak istiyorum. Diğer arkadaşlarımızın özel hayatları anlamında sıkıntı olabilir diye kendimden bahsetmek daha doğru olur diye düşünüyorum.

Ben kör olduğumda on bir yaşımdaydım ve ne benim kör olduğum kimsenin umurundaydı, ne okul vardı, ne okul bulabiliyordunuz. Kimse sana "Gel, şöyle okutalım, böyle okutalım." demeyi, toplumun içine bile almıyorlardı. On altı yaşında bir radyo programı aracılığıyla okul hayatına başladım. Ortaokulda çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen beni liseye almadılar kör olduğum için. Sonra Konya Valiliğinden bir tanıdık bulduk, onun aracılığıyla, talimatla, zorla kabul edildim. Üniversiteye geldim, çok çeşitli sıkıntılar yaşadım ve master için yurt dışına gitme anlamında sınava girmek için başvurduğumda YÖK beni sınava almadı. Tek nedeni yine kör olmamdı ve ben masterı da Türkiye'de bitirdim. Sonra iş aramaya başladığım yerlerde de hep kapılardan kovuldum. Sosyal hayatta da aynı şekilde pek çok sıkıntıyla, evlilik hayatı, eş dost hayatı, arkadaşlık hayatı noktasında çok benzeri sıkıntılar yaşadım, dışlandım, itildim, kakıldım.

Ve ben değerli arkadaşlar, hiçbir zaman bir bankayı hortumlamadım. Zaten bana banka da teslim edilmezdi ki yani o anda. Ve ben ne bir namus meselesinde hiçbir kimseye gözümü diktim ne de hiçbir konu komşunun malına, mülküne, canına kastettim. İnanır mısınız, belediye otobüslerinde bile yaşlı, hamile, çocuklu bayanlar geldiğinde kalkar, kavga dövüş yer verirdim. Böylesine kurallara, adaba, görgüye, şuna buna uyan bir insandım ve size şunu temin ederim: Ben hayatımda hiçbir kimseye, hiçbir Allah'ın kuluna "Allah belanı versin" de demedim. Ama hep dışlandım, hep itildim, kakıldım ve bunlardan dolayı hiçbir kimseye ne kırgınım ne üzgünüm ve hakkımı tamamen helal ediyorum. Çünkü hiçbiri benim şahsımla ilgili değil. Oluşmuş olan, yüzlerce, binlerce yıldan beri oluşmuş olan özürlü paradigmasıyla beni algılıyorlardı ve aynı şekilde Anayasa'mızın 61'inci maddesinin mantığı da aynıdır şu anda. Ve benim çeşitli iş hayatı vesairde yaşadığım süreçlerden sonra, milletvekili olduktan sonra, düşünebiliyor musunuz -2002'de ben oldum-Türkiye'nin ilk kör milletvekiliyim. Şimdiye kadar niye olmadı? Bu çok önemli bir sorudur. Şimdiye kadar niye üniversite mezunları olmadı memlekette? Özürlülük engel değildi. Şimdiye kadar niye iş hayatında özürlüler olmadı? Çalışabiliyoruz hamdolsun, üretebiliyoruz ama şimdiye kadar hiç olmadı, biliyor musunuz. İşte ben geçmiş dönemlerini bilmiyorum ve herhangi bir eleştiri ya da veseair değerlendirme yapmaya kendimi yetkili bulmuyorum ama 22'nci ve 23'üncü Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi ve yine bu dönemlerdeki Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri özürlüleri bağrına bastı ve özürlüleri hayatın içine alan bir vizyon oluşturdu. Bu esas değişim o zaman başlamıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şunu da sevinçle görüyorum: Şu ana kadar hiçbir partimizde özürlülerin aleyhinde hiçbir kanun, bir kaza hariç -o da düzeltilecek inşallah- onun dışında hiçbir şey olmadı. Şu Mecliste aleyhte hiçbir karar çıkmadı, 22 ve 23'üncü dönemde. Ama Anayasa'mızın felsefesi de hamdolsun bugünden itibaren değişecek. Neden Anayasa'mızın felsefesi bizim açımızdan önemli?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ayva, süreniz doldu. Size de bir dakikalık ek süre veriyorum, lütfen konuşmanızı tamamlayın.

LOKMAN AYVA (Devamla) - Şimdi, birisi geliyor diyor ki: "Şu mürekkep baskılı kitabı oku." Ben de diyorum ki: "Okuyamıyorum." "Sen acizsin ve ben sana yardım etmeliyim, seni korumalıyım." diyor. Ben de ona "Ben sana kabartma kitabı vereyim, yersen sen oku." diyorum. Yani hem bana şartları sunmuyorsun hem de acize alıp güya lütfediyorsun, hakkım olan şeyi vermiyorsun. İşte bugünkü değişiklik budur, lütuftan hakka geçen bir yöntemdir.

Yine bir kamu kuruluşunun teşkilat kanununu görüşüyoruz komisyonda. Kanunda ne diyor biliyor musunuz? Tasarı gelmişti o ora, önceden hazırlanmış bir tasarıydı. Özürlülere gelen maddelerde… "Herkese şunu yapar, şu görevini yapar." filan diye kurumun görevlerini sayıyor, özürlülere gelince de diyor ki: "Özürlülere şu noktada yardımcı olur, bu noktada yardımcı olur…" Sayın genel müdüre dedim ki: "Sayın Genel Müdür, bu kanunda 'yardımcı olur' kısmındaki hizmetleri yaparken bu personel maaş olmayacak mı?" "Alacak." Diğer insanlara yapılan görev oluyor da özürlülere yapılan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ayva, selamlamanız için mikrofonu tekrar açıyorum, lütfen Genel Kurulu selamlayın efendim.

LOKMAN AYVA (Devamla) - Tabii.

Şimdi, özürlülere gelince niye yardımcı olmak oluyor bu? Hayrına mı yapacak bu işi? Ama inşallah, hamdolsun bu zihniyet değişiyor. Bu anlamda ben… Bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin hem geçen dönemi hem bu dönemini seçen… Öncelikle sizlere çok teşekkür ediyorum, sizin seçtiğiniz Hükûmetimize çok çok teşekkür ediyorum, Anayasa Komisyonumuza çok çok teşekkür ediyorum ve hepimizi buraya gönderen, bu vizyondaki insanları gönderen aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum. Talebim, temennim, dileğim odur ki sizlerden, bu maddeyi en yüksek oyla geçirebilirsek ve bu, hepimizin ortak bir ürünü hâline gelebilirse Türkiye esas o zaman değişecek ve dönüşecektir diyorum ve desteğinizi bekliyorum. Yapmazsanız da, "Vermeyince Rahman, ne yapsın Lokman!"

Hepinize iyi günler diliyorum efendim. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Ayva, teşekkür ediyorum.

 

 

 

New Page 1
Ak Parti Web Sitesi