Seçim esnasında partimize zarar vermekte kullanılır diye 19 Şubat'taki istifamı kamuoyumuzla
paylaşmamıştım. İstifamız basında yer aldı ve başta bizi seven, değer veren, kendilerini temsil ettiğimiz
düşüncesinde olan Partimiz'den olsun olmasın kardeşlerime, vatandaşlarıma ilk elden bilgi sunmam elzem
oldu.
Partimiz'in aslında bir lütuf ve şeref olan kuruculuğundan, milletvekilliği, MKYK üyeliği, Özürlüler
Koordinasyon Merkezi Başkanlığı'na kadar bir çok vazife nasip oldu. Engellileri de kapsayan Partimiz'in
kuruluş felsefesi, misyonu ve idealleri bizim sevdamızdır. 18 Şubat saat 17:00'ye geldiğinde fark ettim ki
kırmızı çizgilerimizi trafiğe açacak, sevdamızı değersizleştirecek hastalıklı hücreler bağışıklık sistemimize
sirayet etmiş.
Yerel seçim süreci başladığında Partimiz'in en üst karar organı olan ve benim de üyesi olmakla müşerref
olduğum Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuz'da engelli vatandaşlarımızın belediye meclislerinde aday
olmaları hususu konuşuldu. Genel Başkanımız ve Başbakanımız'ın da hassasiyeti tüm insanlık tarafından
malumdur. Pekiyi MKYK'dan daha yetkili hangi organ, Liderimiz'den başka hangi lider var ki dediklerşnşn
tersdi yapılıp bırakın Türkiye'yi, en kapsamlı teşkilatımız olan İstanbul'da dahi engelli belediye meclis
üyelerinin sayısı, 2004 yılında 15, 2009'da 13 ve 2014'te 4'e düşürülüyor. Hatırlamak istemeyenler olabilir
ama Partimiz'in 74 kurucusunun 2'si engelliydi.Oysa şimdi Parlamentodaki temsil oranının bile
karşılaştırılamayacak kadar gerisine düşülmüştür.
Bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçiliğin yanısıra organ milliyetçiliğinin de ayak sesleri söz konusudur.
Liderimiz kendini paralarcasına millet hizmetinde koşarken aşağıda birileri liderimize gösterilen teveccühü
istismar ederek mikro menfaatlerinin peşinde koşup savaş zengini olmaya kalkışmaktadır. Türkiye
genelinde engellilerin olabileceği 100150 belediye meclis üyeliğine de demek ki o kadar muhtaçlar.
Mevzuat müsait olsaydı, bizden boşalan üyeliğe de o muhtaç kardeşlerimizin gelmesini doğrusu isterdim.
Bundan sonraki tehlike ise başta Liderimiz olmak üzere oluşturmaya çalıştığımız demokratik ortamlar çeşitli
iktidar imkanlarıyla baskı altına alınacaktır.
2001 14 Ağustos'unda başlayan Engellilerin Altın Çağı üzüntüyle belirtiyorum ki 2014 18 Şubat'ta bitmiştir.
Karar süreçlerine dahil edilmeye çalışılan engelliler birilerinden geriye kalan artıklarla yetinmeye devam
edecektir. İslam'a inanan biri olarak Abese Sûresi'ndeki hakikate iltica ediyorum. Üstad Necip Fazıl'ın dediği
gibi "Bu hayattan hiç kimse sağ çıkmadı." Dilerim tüm kardeşler olarak dünyada iken mahkemei Kübra'da
iyi hesap verecek hale geliriz.
Baş ağrısı hoş değildir ama büyük hastalıkların varlığını da haber verir. Maalesef ki bu nahoş hizmeti
yapmak şahsımıza düştü. Değerlerimizden uzaklaşma tehlikesi, kırmızı çizgilerimizin yeşillenmesi, büyük
kongremizden sonraki en üst yetkili kurulumuzun ciddiye alınmaması gibi tehlikeler söz konusudur. Mikro
menfaatçiler bilmelidir ki değerlerle değer kazanılır, kırmızı çizgiler omurgadır. MKYK kendini ciddiye
aldırtmasını bilir. Zira Yalova Kaymakamlığı diye bir makam da Yeni Türkiye'de yok.
Verdiğim rahatsızlıktan dolayı üzüntülerimi bildiriyor, tüm samimi parti yöneticilerimiz, üyelerimiz hasılı
kardeşlerimden özür diliyorum. Reel değil, hakiki güç olan üyeliğimle hizmetimi nasip etmesini Cenabı
Hak'tan niyaz ediyorum. Engelli engelsiz tüm milletime hürmetlerimi arz ediyorum.