Ekonomi Gazetesi
Bir 'evet1 Türkiye'yi işte böyle değiştirdi
12 Eylül referandumu Türkiye demokrasi tarihi açısından bir milattı. Darbe anayasasından kurtulmak isteyen milyonlar sandık başına koştu. Değişiklik paketine 'evet' oyu veren millet, demokratik ve sivil Türkiye'nin önünü açtı. Askersivil ilişkileri yeniden ve olması gerektiği gibi düzenlendi. Yargı imparatorluğu çöktü. İşadamlarının önü açıldı. YAŞ mağdurlarının itibarları iade edildi. Emekli, memur ve işçiler yeni haklara kavuştu. Engellilere yeni haklar verildi Türkiye, bir yıl önce yapılan referandumla demokrasi ve özgürlüklerin alanını genişleten yepyeni bir döneme adım attı. 12 Eylül 1980 askerî darbesinin 30. yıldönümünde referanduma sunulan anayasa değişikliği paketi, halkın yüzde 58'inin 'evet' oyuyla kabul edildi. 26 maddeden oluşan paketle, ileri demokrasi ve sivil Türkiye'nin yolunu açan birçok yeni düzenleme hayatımıza girdi. 1982 Anayasası'nda yapılan reform niteliğindeki değişiklikler, Türkiye için adeta milat oldu.
Özellikle yargı alanındaki düzenlemeler daha demokratik, sivil ve çoğulcu bir yapı sağladı. Darbecilere yargılama yolu açıldı ve başlatılan soruşturma kapsamında hayatta olan Konsey üyelerinin ifadeleri alındı. Askerî mahkemelerin alanı daraltılırken yargıdaki çift başlılığın kaldırılması için de adım atılmış oldu. Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yargıtay ve Danıştay'da önemli değişikliklere imza atıldı.
Emekliler, memurlar, işçiler yeni haklara kavuşurken kadınlar, çocuklar, engelliler ve şehit ailelerine pozitif ayrımcılık getirildi.
Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararıyla 'disiplinsizlik' kılıfı altında TSK'dan ihraç edilen askerlere gasp edilen hakları iade edildi.
Memurlar, yıllardır mücadelesini verdiği toplu sözleşme hakkına kavuştu. Hakkındaki soruşturma ve kovuşturmalar sebebiyle yurtdışına çıkamayan işadamları seyahat özgürlüğüne kavuştu.
Türkiye'de yaşayan 8,5 milyon engellinin yüzü 12 Eylül 2010 anayasa referandumundan sonra güldü. Zira bugüne kadar kendilerine bir lütuf gibi sunulan özürlülerin vatandaşlık hakları "pozitif ayrımcılık" maddesiyle anayasadaki yerini aldı. Anayasa değişikliği paketindeki 10. madde çocuklar, yaşlılar ve özürlüler gibi özel surette korunması gerekenler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı ilkesini getirdi. Buna bağlı olarak referandumun üzerinden bir yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen özürlü vatandaşlar için birçok alanda devrim niteliğinde gelişmeler yaşandı. Bunların en başında istihdam yer aldı. Milli Eğitim Bakanlığı 5 bin, Sağlık Bakanlığı da 2 bin olmak üzere toplam 7 bin özürlü vatandaş kamuda sınav yapılarak istihdam edildi. Kamu kurumlarına memur alınırken özürlüler için ilk kez ayrı bir merkezi sınav sistemi uygulanmaya başlandı.
Bugüne kadar verdiği kararlarla demokrasinin önünde engel olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK), tarihinde ilk kez özürlülere özel sandık uygulamasına geçti. 12 Haziran genel seçimlerinde özürlü ve yaşlı vatandaşlar için sandıklar giriş katlara konuldu. Özürlüler, araç satın alırken ÖTV'den sonra KDV'den de muaf tutuldu. Özürlü vatandaşlar PTT şubelerinde sıra beklemekten kurtuldu. Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK), yayınladığı yönetmelikte GSM operatörlerine görme özürlüler için kabartma yazılı fatura düzenleme şartı getirdi. Noterlerde özürlülerden şahit istenmesi uygulamasına son verildi.
Yaşlı, malul ve özürlüler 2008 yılından itibaren maaşlarını PTT Bank'tan sıra beklemeden alıyor. 2022 sayılı Yaşlı ve Özürlü Kanunu çerçevesinde PTT'ye devredilen ve 2 Haziran 2008 tarihinden itibaren başlayan uygulama, özürlü vatandaşları kuyruk çilesinden kurtardı. Önceki maaş ödemelerinde banka önlerinde saatlerce bekleyen özürlü ve yaşlı vatandaşlar, PTT şubelerinde de kendilerine özel numara alarak sıra beklemeden işlemlerini gerçekleştiriyor.Türkiye Özürlüler Federasyonu Genel Başkanı Cemal Merdan, referandumun sonuçlarını demokrasinin, kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin ufkunun önündeki bir engelin kalkması olarak değerlendiriyor. Merdan, "Bir sivil toplum örgütü olarak küçük bir değişikliğin bu kadar büyük bir etkisi olacağını açıkçası ummuyordum. Bu kadar beklentim yoktu. Özürlüler arasında bir heyecan oluştu. Haklarını daha çok sormaya başladılar. Bizi daha fazla sıkıştırmaya başladılar. Bu heyecan sivil toplum örgütlerine yansıdı. Eskiden kurumlarımız bu konuyla ilgili çalışma yapmazken şimdi özürlülerle ilgili hizmetlerini artırmaya başladılar." şeklinde konuşuyor.
Türkiye Beyazay Derneği Başkanı ve AK Parti eski milletvekili görme özürlü Lokman Ayva, 12 Eylül referandımunu zihinsel bir devrim olarak nitelendiriyor. Ayva, "Anayasa referandumundan sonra Türkiye'de zihinsel olarak bir sistem oturdu. Özürlülere bakış açısı değişti. Özürlülere özgüven geldi. Artık bir özürlü vatandaşımız kendi hakkını savunabiliyor. 'Bu benim hakkım' diyor." ifadelerini kullanıyor.
'Zaman kaybına tahammülümüz yok, yeni bir anayasa istiyoruz1 12 Eylül referandumunda sandık başına giden milyonlar gibi, yazar ve sanatçılar da artık yeni ve sivil bir anayasa hazırlamanın zamanının geldiğini söylüyor.
Ediz Hun (Sanatçı): "Referandumda oylanan maddeleri daha demokratik gördüğüm için 'evet' dedim. Türkiye kendisine yakışan; her şeyi içeren bir anayasa yapmalı. Birlik ve beraberlik ruhu içerisinde yeni anayasa hazırlanmalı." Adalet Ağaoğlu (Yazar): Yeni anayasanın da vesayet altında olmaktan kurtarılması ümidiyle referandumda 'evet' dedim. Çünkü 'evet'in önü açık!" Ahmet Yenilmez (Sanatçı): "O gün 'evet' demek tarihi bir vazifeydi.
Gereğini yapmayanlar ise tarih önünde hesap verecekler." Ahmet Özhan (Sanatçı): "Referandumdan sonra fark edilir demokratik adımlar atıldı. Bütün bunları sadece bir başlangıç olarak görüyorum." Şanar Yurdatapan (Müzisyen): "Geçen bir yılda ordunun olması gereken yere gitmesi için yapılan değişiklikler hızlandı.
Engelli oğlum için 'evet' dedim Türkiye, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda tarihi bir karara imza atarak, 26 maddelik anayasa değişikliğine onay verdi.
Darbe anayasasından kurtulmak isteyenler, daha demokratik bir Türkiye hayali kuranlar o gün 'evet' oyu kullandı. O gün 'evet' diyenlerden biri olan yazar Orhan Miroğlu, sadece siyasi mülahazalarla oy kullanmadığını söylüyor. Miroğlu, "Siyasi bir tercih yaptığımı düşünüyorum. Bu referandum yıllar önce yapılmış olsaydı, oyum yine 'evet' olacaktı. 12 Eylül referandumu, değişim sürecinde önemli bir merhale. Ancak oy verirken engelli oğlum Zerdeşt'i de düşündüm.
Yaşı itibarıyla ilk kez 12 Eylül referandumunda oy kullanma hakkına sahip oldu. Konuşamıyor, ama ona anlatılan ve söylenen her şeyi anlıyor. Sandık başına gittiğimiz sabah Zerdeşt'e, neye 'evet' diyeceğini anlatmaya çalıştım. 'Senin için bu anayasa değişikliği pozitif ayrımcılık getiriyor, evet oyu verirsen bu değişime katkı vermiş olacaksın.' deyince gülümsedi ve bizimle gelmek istedi. Sandığa beraber gittik ve 'evet' oyu kullandık." diyor. Orhan Miroğlu, aradan bir yıl geçmesine rağmen bu konuda önemli bir düzenleme yapılmadığını da hatırlatıyor.
|