.:: Lokman AYVA ::. İstanbul Milletvekili
Lokman Ayva'nın Resmi ve İstanbul Resimleri
Yakınlaştır
1x 2x 4x 6x 8x

Türkçe - English

New Page 1

İLETİŞİM

 

 

 
 
AYRIMCILIKLA İLGİLİ SUNUMLAR

HUKUKUMUZDA İDARİ BAŞVURU YOLUNUN

ENGELLİLERE YÖNELİK AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİNDE KULLANIMI

 

Anayasanın 36.maddesi gereğince, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde hak arama hürriyetine sahiptir.

 

XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler

A. Hak arama hürriyeti

MADDE 36.– (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

 

Ancak, yargılama süreci uzun süreli ve ekonomik olarak masraflı bir süreçtir. Yargı yolu, hak aramada tek yöntem de değildir. Kişiler, dilek ve şikayetleri hakkında, idari makamlara başvurma hakkına sahiptir. Kişilerin dilek ve şikayetlerini iletmek için idari makamlara yaptıkları müracaatlar,  idari başvurular olarak ifade edilmektedir. İdari başvuru yöntemi yargı  yoluna oranla daha az masraflı ve daha kısa sürede neticelenebilecek bir yöntemdir.

 

Türk Hukuk Sisteminde, başvuru hakkı Anayasa ile güvence altına alınmıştır. 1982 Anayasası’nın 36., 40., ve 74. maddeleri başvuru hakkı ile İlgilidir.

 

XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması

MADDE 40.– Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.

(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.

Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.

 

VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı*

MADDE 74.– Vatandaşlar (Ek ibare: 3/10/2001-4709/26 md.) ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.

Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, (Ek ibare:3/10/2001-4709/26 md.) gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.

(Mülga üçüncü fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.)

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.

 

Kamusal başvurular, yapılan başvurunun içeriği göz önüne alındığında, yargısal başvurular ve idari başvurular olmak üzere iki gruba ayrılır.

 

Yargı yoluna başvuru sürecinin bir ön aşaması olması itibariyle; bu gün İdari başvuru nedir? Engellilere yönelik ayrımcılığın önlenmesinde nasıl kullanılmalıdır? İdari başvurunu şekil ve esasları nelerdir?

Bu konulara değineceğiz.

 

Az önce değindiğimiz üzere Anayasayla güvence altına alınan başvuru hakkına ilişkin hukukumuzda yer alan düzenlemelerden birisi 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanundur.

 

3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun da siyasi (TBMM başvuru)başvuruyu düzenlemesi yanı sıra idârî başvuru yollarına ilişkin hükümlerde içermektedir.

 

Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun uyarınca Türk vatandaşları ve Türkiye'de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara yazı ile başvurma haklarını kullanabilirler.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisine ve yetkili makamlara gönderilen dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı-soyadı ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması gerekir.

 

Belirli bir konuyu ihtiva etmeyen, yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olan, dilekçe sahibinin adı-soyadı ve imzası ile iş veya ikametgah adresi bulunmayan dilekçeler incelenmezler.

 

Yetkili makamlara yapılan başvurunun sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe sahibine en geç 30 gün içerisinde cevap verilir.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilen dilekçelerin, Dilekçe Komisyonunda incelenmesi ve karara bağlanması altmış gün içinde sonuçlandırılır. İlgili kamu kurum veya kuruluşları Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonunca gönderilen dilekçeleri otuz gün içinde cevaplandırır.

 

İdari başvuru hakkına ilişkin günümüzde internet ortamında da yapılabilmesi nedeniyle en sık kullanılan yol bilgi edinme başvurusudur.

 

2003 yılında “demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarını” sağlamak amacıyla 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu yapılmıştır. Kanun uyarınca, kişiler kamu kurum ve kuruluşlarının ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgeleri alma hakkına sahiptirler.

 

Bu kanuna göre herkes bilgi edinme hakkına sahiptir. Kurum ve kuruluşlar, kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.

 

Gerçek kişiler tarafından yapılacak bilgi edinme başvurusu; başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini içeren dilekçeyle, istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşa yapılır.

 

Tüzel kişiler tarafından yapılacak bilgi edinme başvurusu; tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçeyle, istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşa yapılır.

 

Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açık ve ayrıntılı olarak belirtilir. Bilgi veya belgeye erişimin kısa sürede sağlanabilmesi amacıyla, istenen bilgi veya belgenin konusu, varsa tarihi, sayısı ve kurum veya kuruluşun hangi biriminden istendiği ve ihtiyaç duyulan diğer hususlar dilekçede belirtilir.

 

Merkezi idarenin taşra teşkilatında bulunan bilgi veya belgelere ilişkin başvurular, valilik veya kaymakamlığa bağlı olarak faaliyette bulunan bilgi edinme yetkililerine veya taşra teşkilatında bulunan ilgili birimlere yapılır. İl ve ilçelerde bulunan birimler arasındaki koordinasyon ve bu işlemlere ilişkin raporların hazırlanması, valilik ve kaymakamlıklardaki bilgi edinme birimlerince sağlanır. Valilik ve kaymakamlıklarda bulunan bilgi edinme birimleri, merkez teşkilatını ilgilendiren konularda kendilerine yapılan başvuruları ilgili idareye gönderir ve durumu başvurana bildirir.

 

Başvuru dilekçelerinin veya başvuru formlarının, daktiloyla doldurulması veya bilgisayar çıktısı olması şartı aranmaz. Ancak başvuru dilekçeleri veya formları okunaklı ve anlaşılır bir şekilde yazılır veya doldurulur.

 

Başvurunun kurum ve kuruluşa ulaştığı tarih başvuru tarihidir.

 

Başvuru dilekçeleri posta yoluyla da kurum ve kuruluşlara gönderilebilir.

 

Başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimin kısa sürede sağlanabilmesi ve bilgi edinme taleplerinin kolaylıkla işleme konulabilmesi amacıyla, başvuru sahipleri bilgi edinme başvurusuna dair dilekçelerini verirken, gerçek kişiler için EK-1'de, tüzel kişiler için EK-2'de yer alan formlardan isterlerse yararlanabilirler. Ancak, elektronik posta ve faks yoluyla başvuru yapacak gerçek ve tüzel kişilerin EK-1 ve EK-2'de yer alan formları doldurmaları zorunludur.

 

Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.

 

Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi onbeş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve onbeş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir.

 

Kurum ve kuruluşlar, bilgi edinme başvurularıyla ilgili cevaplarını yazılı olarak veya elektronik ortamda başvuru sahibine bildirirler. Başvurunun reddedilmesi halinde bu kararın gerekçesi ve buna karşı başvuru yolları belirtilir.

 

Bilgi edinme istemi reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme(BEDK) Kuruluna itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurum ve kuruluşlar, Kurulun istediği her türlü bilgi veya belgeyi onbeş iş günü içinde vermekle yükümlüdürler.

 

 Kurula itiraz, başvuru sahibinin idari yargıya başvurma süresini durdurur.

 

İdari başvuru kavramı bireyin hak arama özgürlüğünün yargısal yolların dışında da kullanılması açısından önemli olduğu gibi idarenin denetimi ve kamu yararının korunması açısından da önemlidir.

 

Bir İdari İşlem veya Eylem Yapılmasına İlişkin Yapılan Başvurular

 

İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, “ilgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek

reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı

da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez” (m.10).

 

İdarenin her hangi bir işlemi yok iken yapılan idari başvurular, idareyi belli bir yönde işlem tesis etmeye zorlamaktadır. İdarenin bu başvuruları susma suretiyle cevaplaması başvurunun zımnî reddi olarak düzenlenmiştir. İdarenin yapılan başvuruyu açıkça veya zımnen reddi üzerine dava açma süresi işlemeye başlar.  2577 sayılı Yasanın 10. maddesine göre yapılan başvuruya cevap verilmemesi yoluyla oluşan ret işleminden sonra idarece bir yanıt verilirse dava açma süresinin işleyeceği, maddede öngörülen 6 aylık bekleme süresinin sadece, idarece kesin olmayan bir yanıtın verilmesi halinde uygulanacağı uygulama da genel kabul gören düşüncedir.

 

Mevcut Bir İdari İşlemin Kaldırılması veya Değiştirilmesine İlişkin Yapılan Başvurular

 

İdari Yargılama Usulü Kanunun 11.maddesine göre, “ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst

makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma  süresi

yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır”.

 

İdare tarafından tesis edilen bir işlemden sonra yapılan  başvurular işlemeye başlayan dava açma süresini durdurur.

 

Başvurunun işlemeye başlayan dava açma süresini durdurabilmesi için 60 günlük dava açma süresi

içinde yapılması gerekir.

 

Başvuru üzerine idare tarafından bir cevap verilmesi halinde duran dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder. İdare başvuruyu belli bir süre zarfında cevaplamak zorunda olup, mevzuatta öngörülen süre içinde başvuruyu cevaplamazsa ilgilinin istemi  zımnen reddedilmiş sayılır.

 

Engelli bireylerin de devletin vatandaşına sağladığa eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, kültür  ve benzeri tüm kamu hizmetlerinden tam ve eşit olarak yararlanması gerekir.

Engelli bireylerin sırf engelli olmaları nedeniyle insan hak ve özgürlüklerinden tam ve eşit olarak yararlanamamaları sonucunu doğuran ayrımcılık uygulamalarına karşı idari başvuru sürecini kullanmaları önemlidir.

 

Engellilerin hak ve özgürlüklerden tam ve eşit olarak yararlanmaları için, yönetimin bir çok tedbirler alması gerekmektedir. Bu tedbirler, engelli bireyin önündeki engellerin kaldırılmasına ve fırsat eşitliği sağlanmasına yönelik tedbirlerdir. Bunlar kaldırımlara rampa yapılması, otobüslerin erişilebilir hale getirilmesine yönelik tedbirler gibi fiziksel mekana ilişkin tedbirler olabileceği gibi, işitme engelliler için televizyon yayınlarını alt-yazı ile destekleme, kurumlarda işaret dili ile tercüme yapabilecek bir tercüman istihdam etme, görme engelliler için bilgi ve belgeleri alternatif formatlarda (sesli veya kabartmalı) üretme gibi tedbirler de olabilir. Böylece engelliler sadece fiziksel çevreye değil, hizmetlere ve bilgiye de eşit şekilde erişme imkanına sahip olabileceklerdir. Aynı şekilde engelli bireylerin bir kısmı, haklardan tam ve eşit olarak yararlanabilmek için tekerlekli sandalye, baston, protez gibi araç gereçlere de ihtiyaç duyarlar. Devletlerin fırsat eşitliğini sağlamak üzere bu tür destekleri de sağlaması gerekmektedir.

 

Engelli kişilerin devletin sağladığı bu haklara ulaşımlara çoğu zaman idari başvuru yoluyla olabilmektedir. Bu bakımdan başvuru yapılırken nasıl bir dilekçe yazılacağı, yazılan dilekçenin muhatabı kurumun hangisi olduğu, dilekçenin nasıl ulaştırılacağı, dilekçede mutlaka bulunması gereken bilgilerin neler olduğu, dilekçe ile talep edilen hakkın reddi halinde nasıl bir yol izleneceği ve sürelerin bilinmesi gerekmektedir.

 

Örnekler :

 

1- Engellinin öğrenim gördüğü okulun engelliler için erişilebilir hale getirilmesine yönelik başvurusuna ilişkin süreç

Okulunuz tekerlekli sandalye için erişilebilir değil ve okula rampa ve tuvalet yapılmasını istemektesiniz. Bu talep nereye, nasıl yapılabilir?

 

Burada öncelikle eğitim hakkının güvence altına alınması söz konusudur. Bu hakkın kullanılmasına okulun fiziksel yapısı uygun değildir. Bu nedenle, Anayasa 42. ve 61. Maddelerine, Özürlüler Kanunu 15. Maddesine ve Geçici Madde 2 ile imar Kanunu Ek Madde 1'e dayanılarak "okulun fiziksel engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi" talep edilebilecektir.

 

İlk yapılması gereken idari başvuru dediğimiz okula rampa ve tuvalet yapılması için İl veya ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe İle talepte bulunmaktır.

 

Bu talepleri yerine getirilmediği takdirde;

a)       Anayasa , Özürlüler Kanunu ve İmar Kanunu'ndaki yasalar önünde eşitlik, engellilerin korunması ve haklarıyla İlgili hükümleri uyarınca ve Uluslara arası hukuk tarafından tanınan eğitim hakkından yararlanma bakımından ayrımcılığın söz konusu olduğu hatırlatılarak, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bu talebi yerine getirmediği belirtilerek Milli Eğitim Bakanlığıma bir dilekçe ile başvurulabilir. Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılacak bu başvuru yargı prosedürü açısından zorunlu bir başvuru değildir. Sadece il Milli eğitim Müdürlüğü'nün bir üst mercii olması nedeniyle yargı yoluna başvurmadan sonuç alınmasını sağlayabilir.

b)          İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe İle yapılan başvuruya, başvurunun kabul edilmediğine ilişkin yanıt verilmesi halinde bu yanıttan itibaren, ya da 60 gün içinde yanıt verilmediği takdirde 60 günün bitimini izleyen 60 gün İçinde İdare Mahkemesi'ne talebin yerine getirilmemesine dair idari işlemin iptali için dava açılabilir.

 

2-Fiziksel engellinin, kendi konutuna erişiminin sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına yönelik başvurusuna ilişkin süreç

Yaşadığınız apartman girişine tekerlekli sandalye ile girebilmek için rampa yapılması gerekmektedir. Apartman sakinlerinden biri bu talebe apartmanın görüntüsünün bozacağı gerekçesiyle kaşı çıkmaktadır. Bu halde izlemesi gereken usul nedir? İlgili masrafların kim tarafından karşılanması gerekir.

 

Engelli kişinin kendi konutuna erişim hakkının sağlanması 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nu ilgilendirmektedir.  Bununla birlikte, Anayasa, Özürlüler Kanunu ve İmar Kanunu da bu hakkın yerine getirilmesine ilişkin hükümler içermektedir. Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 42'ye göre, "Özürlülerin yaşamı için zorunluluk göstermesi hâlinde, proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunluk oyuyla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden İlgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır.

 

Bu durumda, kat malikleri toplantısı talep etmeniz gerekecektir. Eğer bu üç aylık süre içinde toplantı yapılamaz ya da tadilat talebi çoğunlukla kabul edilmez ise bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna dayanarak ilgili mercilerden alınan tasdikli proje değişikliğine göre inşaat yapılabilir. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır.

Bu tadilat için yapılacak giderlerin karşılanması konusunu da aynı madde düzenlemiştir.

Yukarıda anılan Kat Mülkiyeti Kanunu madde 42/son fıkra hükmü, "...Bu işlerin giderleri, yeniliklerden faydalananlar tarafından, faydalanma oranına göre, ödenir" dediğinden, eğer bu yenilikten sadece engelli birey faydalanıyor ise, bu külfete yalnızca o katlanacaktır. Yani yapılan masraflar, engellinin üzerinde bırakılacaktır.

3-Engellilerin toplu taşıma araçlarının ve fiziksel çevrenin engellilerin erişimine uygun hale getirilmesine yönelik taleplerine ilişkin başvuru süreci

Belediyeler sürekli yeni otobüsler almakta,  kaldırım yenileme faaliyeti yapmaktadırlar. Alınan otobüslerin engellilerin erişebilirliğine uygun olup olmadığı, yapılan kaldırımların keza engellilerin erişebilirliğine uygun yapılması gerektiğine ilişkin başvuruyu nasıl yaparız? Olumsuz cevaba karşı yapılması gerekenler nelerdir?

 

1-Belediyeye bu talebimizi içeren dilekçeyle başvurmalıyız. Yapılan başvuruların mutlaka yazılı olarak yapılması gerekmektedir.

2-60 gün içinde yanıt verilmediği takdirde İdare Mahkemesi'ne talebin yerine getirilmemesine dair idari işlemin iptali için dava açılabilir.

3-Olumsuz cevap verildi. Olumsuz cevap tarihinden itibaren 60 gün içerisinde İdare Mahkemesi'ne talebin yerine getirilmemesine dair idari işlemin iptali için dava açılabilir.

 

Konunun şöyle bir ayrıntısı var. 5378 sayılı özürlüler yasası;

Geçici Madde 2.- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.

Geçici Madde 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.

 

İdareler bu kanun hükümlerini öne sürerek erişilebilirlikle ilgili talepleri 2012’ye kadar tamamlayacaklarına dair cevaplar vermektedirler. Maalesef 2012 yılı Temmuz ayını heyecanla beklemekteyiz.

 

 

 

New Page 1
Ak Parti Web Sitesi